Kozanoğlu: ‘Sermaye sahipleri işlerin kötüye gittiğinin farkındalar’

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, TÜSİAD’ın son genel kurulunda dile getirilen eleştirilerin sermaye sınıfı içinde bir gerilime de işaret ettiğini ve gözardı edilmemesi gerektiğini ifade etti. TÜSİAD’ın ‘hakim sınıfın temsilcisi’ markasını koruduğuna dikkat çeken Kozanoğlu, “Zaten bir burjuva devletinde, siyasi iktidarla farklı sermaye fraksiyonları arasında basit bir indirgemecilikle açıklanamayacak ölçüde kompleks, gelgitlerin gerilimlerin yaşandığı, ilkelerden fazla pazarlıkların egemen olduğu bir çerçeve gözlenir. AKP’nin sermayeyle ilişkisini de bu bağlamda ele almak gerekir.” diye yazdı. Genelde Mehmet Şimşek yönetiminin ekonomi politikalarından hoşnut olan sermaye kesiminin son torba yasayla DDK ve TMSF’ye verilen sınırsız yetkilerden rahatsız olduğunu belirten Kozanoğlu, TÜSİAD’ın sert açıklamalarının bir nedeninin de bu olabileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “TÜSİAD’a tavır ne olmalı?” başlıklı yazısında şu görüşlere yer verdi:

“AKP rejimiyle TÜSİAD arasında tırmanan gerginliğin bir nedeni de, 23 yıllık iktidarlarına karşın, nasıl kültürel hegemonyayı kuramadılarsa, kendileriyle organik bağları bulunan TOBB, MÜSİAD gibi sermaye temsilcilerinin gerek ekonomik kaynakları kontrol etmekte, gerekse sözlerinin toplumda karşılık bulmasında TÜSİAD karşısında mutlak üstünlük kazanamamalarıdır.

(…)

TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras açıkça belediyelere kayyum atanmasına, gazeteci-sanatçıların tutuklanmasına, belediye başkanlarına yönelik soruşturmalara, teğmenlerin ihracına karşı çıktı. Kartalkaya yangın felaketi, İliç maden faciası üzerinden açıkça sistemin çöktüğünü ilan etti. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da hata, suistimal ve kayırmacılığın yaygınlaştığına işaret etti. Suç örgütü kurmanın şirket kurmaktan daha kolay olduğun söyledi.

TÜSİAD’ın bu sertleşmesinde elbet iki hafta önce çıkarılan torba yasayla Cumhurbaşkanına bağlı Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) verilen sınırsız yetkilerin yarattığı tedirginlik var. Mallarına, banka hesaplarına el konulması, şirketlerine kayyum atanması riski, sermaye için en kutsal kabul ettiği mülkiyet hakkının çiğnenmesi anlamı taşır. Ancak bunun yanında, bunca hukuksuzluk, adaletsizlik, kuralsızlıkla ülkenin yönetilemeyeceğinin, işlerin giderek kötüye gittiğinin de farkındalar.

(…)

TRUMP DEVRİ VE TÜSİAD

Trump’ın göreve başlamasıyla, uluslararası hukuku hiçe sayan, tamamen güce ve şiddet tehdidine dayalı bir küresel iklim egemen. Hafta sonu düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda da gözlendiği gibi, Trump yönetimiyle Avrupa’nın aşırı sağ, faşist güçleri arasında da bir işbirliği ve dayanışma söz konusu. Bu ortam Erdoğan yönetimine de keyfi, demokratik normların dışında davranışları için elverişli bir zemin sunuyor. TÜSİAD raporunda Gramsci’den alıntı, ‘Eskinin öldüğü ama yeninin doğamadığı’ bir süreç yaşanıyor, saptamasında bulunuluyor. Ancak TÜSİAD’ın özlemini duyduğu, kurallara dayalı, piyasa süreçlerinin egemen olduğu uluslararası liberal düzenden uzaklaşıldığı da ortada.

TÜSİAD’ın genel kurulda paylaştığı Perspektif 2025 Raporu, her ne kadar gelir dağılımı eşitsizliklerinden dem vursa da sonunda ekonomik anlamda sömürüye dayalı, yoksulluğu derinleştiren bir kurguyu savunuyor. Bu yönleriyle eleştirmeye devam edelim. Ama birileri sistemdeki adaletsizlikleri, haksızlıkları, hukuksuzlukları teşhir ediyorsa ve sonucunda iktidarın saldırısıyla karşılaşıyorsa, sınıfsal karakterleri gereği doğrudan destek sunmak içimize sinmese de, en azından, ‘yesinler birbirlerini’, ‘biraz da burjuvaları tepelesinler’ yollu sorumsuz beyanlardan uzak duralım. İktidarın değirmenine su taşır pozisyonuna düşmeyelim.”

(ALINTI)

Related Posts

Bakan Bolat, müteahhitlik firmalarıyla Libya’ya gidiyor

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, yarın Türk müteahhitlik firmalarının temsilcileriyle birlikte Libya’ya giderek iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari işbirliği konularını değerlendirecek.

Deprem planınız hâlâ yok mu?

Geçen haftaki 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından annem beni aradı. Kaygılıydı, dikkat etmemi ve önlem almamı istiyordu. “Ben Naci Görür’e inanıyorum; dikkatli ol,” dedi. Hafta sonu yürüyüş yaptığım yakın bir arkadaşım ise “Bence Şener Üşümezsoy haklı. Stres azaldı” diyordu. Bir de Celal Şengörcüler ve Ahmet Ercancılar var. Abartılı gelebilir ama Türkiye yine bölündü. Bir yanda Naci Görürcüler, diğer yanda Şener Üşümezsoycular ve diğer tarafta Celal Şengörcüler ve Ahmet Ercancılar. Aslında listeye başka isimler de eklenebilir.

Çinli enerji devi Suudilerle anlaştı

Çinli enerji devi Sinopec, Suudi Aramco’nun birimiyle liman işletmeciliği ve ham petrol taşımacılığı gibi alanlarda 28,8 milyar yuan sermayeli ortak girişim kurmak için anlaşmaya vardığını açıkladı.

Gazze Ticaret Odası: Ekonomik sistem çöktü, fiyatlar yüzde 527 arttı

Gazze Ticaret ve Sanayi Odası, İsrail’in bölgeye ürün girişini engellemesi ve uyguladığı abluka nedeniyle ekonomik sistemin çöktüğünü ve fiyatların yüzde 527 arttığını belirtti.

Bulgaristan’da euroya geçiş öncesi konut fiyatları hızla artıyor

Euroya geçiş süreci ve düşük faiz oranları, Bulgaristan’da konut fiyatlarının hızla artmasına sebep oldu.

Bakan Göktaş: Yaşlı Destek Programı ile 64 milyon 333 bin TL destek sağladık

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Yaşlı Destek Programı (YADES) ile hizmete ihtiyaç duyan yaşlılara yaşadıkları mekanlarda gerekli bakım ve destekleri sunduklarını belirterek, “YADES programı ile bugüne kadar toplam 64 milyon 333 bin lira finansman desteği sağladık. 28 ilimizde 91 farklı proje ile 101 bin 591 hanede 153 bin 98 yaşlımıza ulaştık” dedi.