Boşanma çocuklarda güven duygusunu sarsıyor

Boşanma, yalnızca iki yetişkinin yollarını ayırması değil, aynı zamanda çocukların dünyasında derin izler bırakan bir kırılma noktası. Uzmanlar, ebeveynler arasındaki ayrılık sürecinin çocuklar için çoğu zaman anlamlandırılması güç bir travmaya dönüşebileceğini belirtiyor.

Güven duygusunun sarsılması, terk edilme korkusu, suçluluk hissi ve sosyal ilişkilerde yaşanan kopmalar, bu sürecin çocuklar üzerindeki en görünür etkilerinden.

Cumhuriyet’e konuşan pedagog Elanur Buğçe Oral, boşanma sürecinin çocuk için büyük bir değişim olduğuna dikkat çekerek “Çocuğun bilinç dışı düzeyde hem anneyle hem babayla olan bağlılığını yeniden şekillendirmeye iter. Güven duygusu, aidiyet ve süreklilik gibi temel ihtiyaçlar sarsılabilir. Çocuklar kaygı, suçluluk, üzüntü gibi duyguları birlikte yaşarlar” dedi.

Çocukların özellikle oidipal dönem olarak adlandırılan 3-6 yaş döneminde suçu ağırlıklı olarak kendilerinde aramaya yatkın olduklarını belirten Oral, “‘Eğer iyi bir çocuk olsaydım annem ve babam boşanmazdı’ gibi düşüncelere sahip olabilirler veya bununla birlikte yaştan bağımsız olarak ‘Dünyam artık eskisi gibi olmayacak’ düşünceleri onları zorlar” ifadelerini kullandı. Bu sürecin doğru bir yaklaşımla güçlü bir öğrenme deneyimine de dönüştürebileceğini ifade eden Oral, “Doğru destek ile ‘Hayat değişir ama biz hep senin yanındayız’ mesajı net verilirse çocuklar dayanıklılık kazanır ve zorluk, gelecekteki esnekliklerini artırabilir” diye konuştu.

Her yaş grubu çocuğun boşanmayı algılama biçiminin farklı olduğuna dikkat çeken Oral, “Erken çocuklukta boşanma, nesne ilişkilerinin bölünmesine yol açabilir. Çocuk, ‘iyi anne-kötü baba’ veya tam tersi ayrışmalar yapar. ‘Bizler neden ayrı evlerde yaşıyoruz’ algısını anlamakta zorluk yaşar. Ergenlik döneminde ise ebeveyn figürlerinin ayrılığı, çocuğun kimlik oluşumlarına doğrudan etki eder; isyan, mesafe ya da içe kapanma görülebilir” dedi.

‘SPOR VE SANATA YÖNLENDİRİN’

Çocuğun oyunlarının içsel çatışmalarının sembolik bir ifadesi olduğunu söyleyen Oral, “Oyun terapisi çocuğun iç dünyasına pencere açar ve bastırılan duygularını dışa vurmasına imkân sağlar. Spor, sanat, drama, resim gibi etkinlikler çocuğun kendisi ifade etmesine, stresini sağlıklı şekilde boşaltmasına yardımcı olur. Her çocuğun kendi güçlü hissettiği bir ‘sahne’ vardır, o sahneyi bulmalarına destek olmak gerekir” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir